BAĞIMLILIK GENETİK MİRAS OLABİLİR?
- Havvanur Özden
- 10 Nis 2021
- 3 dakikada okunur
Günümüzde bağımlılık yaygın görülen psikiyatrik bir hastalıktır. Bağımlılık hastalığının kalıtım modeli tam olarak bulanamasa da orta ve yüksek kalıtım görüşün arkasında yatan temel, kalıtım varyasyonlardan güçlü bir şekilde etkisinin açık olmasıdır. Bununla birlikte çevre şartlarının eğilimi artırdığı söylenebilir. Bağımlılık hastalığı ödül mekanizması, davranışsal kontrol ve stres tepkisi ile diğer psikolojik hastalıklarla ilişki kurabilir. Bağımlılık hastalığı psikiyatrik rahatsızlıkların arasında en kalıtsal olanıdır. Bağımlılığı halk sağlığı krizi olarak da tanımlayabiliriz. Aile ve toplum içinde yarattığı yıpratıcı etkiler de göz ardı edilmemelidir.

Bir hastalığın kalıtsal olup olmadığını anlamak için aile çalışmalarının yanı sıra ikiz çalışmaları da yapılmaktadır. Aile çalışmalarından istenilen veri alınamadığı taktirde ikiz çalışmalarına başvurulur. Bunun sebebi ise ikiz çalışmalarının daha uygun veriler sunmasıdır. Tek yumurta ikizlerinin (MZ: Monozigotik) genotipleri ve yetiştikleri ortam aynıdır. Çift yumurta ikizlerinin (DZ:Dizigotik) ise genotipleri farklı ama birbirine yakındır. Bu sebeple MZ/DZ oranına bakılarak ne kadar kalıtıldığı ön görülür.

Grafik 1 yukarıda bahsedilen orana (MZ/DZ) göre hazırlanmıştır. y (dikey) ekseninde yer alan h2 kalıtım derecesini verirken, x (yatay) ekseninde bağımlılık yapıcı ajanlar yer almaktadır. Kalıtım derecesi en yüksek kokain, en düşük ise halüsinojenlerdir.
Grafiği 1

Bilim adamları bağımlılıkla ilişkili genleri belirlemek için aile üyelerinin ve ikiz bireylerin kendi aralarında DNA dizilerini karşılaştırdılar. Daha sonra aileyi ikiye ayırdılar. Etkilenenler ve etkilenmeyenler; siyah daireler etkilenen bireyleri, beyaz daireler etkilenmeyen bireyleri göstermektedir. Her yapboz parçası farklı bir risk aleli temsil eder. Etkilenen bireylerde, kromozomdaki her gen denenir böylece çalışılacak genler daraltılır. Bilim adamları, bağımlılığa neden olan genetik değişikliği teke indirgeyememişlerdir. Diğer birçok hastalık gibi, madde kullanım bozukluğu da karmaşık bir özelliktir. Birden fazla gendeki varyasyonlardan ve ayrıca çevredeki faktörlerden etkilenir.
Yukarıda anlatılan araştırma sonucunda insanlarda bağımlılıkla ilgili potansiyel genler bulunmuştur. Olayı derinlemesine incelemek için hayvan modelleri kullanılmıştır.
HAYVAN MODELLERİ
Bağımlılık açısında deney fareleri ve suşları kullanıldı. Farklı türden canlıların bağımlılık profillerinin farklı olduğu keşfedildi. Böylelikle ilaç tercihi, duyarlılık, tolerans, bağımlılık ve yoksunluk vb. konularda farklı fareler üzerinden deney gerçekleştirildi.
Ödül yolunu gerçekleştiren genler doğal seçilim ile nesilden nesle aktarılır. Hayvanlarda ve insanlarda ödül mekanizmasında yer alan genlerin ortak olmasından dolayı araştırmalar hayvanlar üzerinde yapılabilmiştir.

Bağımlılıkla kullanılan hayvan modelleri yandaki resimde yer almaktadır.
Bağımlılık riskini etkileyen bazı genler;
*Per1 ve Per2 genlerindeki belirli varyasyonlara sahip farelerin özellikle stres altındayken alkol tüketiminin artığı gözlemlenmiştir.
*Dopamin reseptörü DRD2’nin A1 formu alkol, kokain ve opioid bağımlısı kişilerde daha yaygın görülür.
*Karamsar geni bulunmayan meyve sinekleri kokaine daha duyarlıdır. Sağlıklı bir kan-beyin bariyeri için gerekli olan bir proteini karamsar geni kodlar.
*PSD-95 geni, öğrenme ve hafızayı etkileyen bir proteini kodlar. Kokaine "süper duyarlı" olarak sınıflandırılan fareler, normal farelere kıyasla proteinin yaklaşık yarısını üretir.
*CHRNA5 geninin belirli bir formunun iki kopyasına sahip kişilerin nikotine bağımlı olma olasılığı, farklı bir alelin iki kopyasına sahip kişilere kıyasla iki kat daha fazladır. CHRNA5, hücrelerin nikotini algılamasına yardımcı olan bir proteini kodlar.
*Sıçanlarda, mGluR2 reseptörünün eksik olması hem risk hem de koruma sağlar.
Yaş ilerledikçe çevreye açılan bireylerde bağımlılığın görülme olasılığının artmasının sebebi çevre şartlarının yanında bireyin büyüdükçe değişime uğraması da olabilir. Örneğin CHRNA5-CHRNA3-CHRNB4 gen kümlerindeki genetik varyasyonlar yetişkinlikte sigara içme davranışı üzerinde ergenlik dönemine göre daha güçlü bir etkiye sahip gibi görünmektedir. Bunun sebebi ise bazı alellerin yetişkinlikte değişikliğe uğramasıdır.
Genlerin biyolojik farklılıklarının nasıl ve neden olduğunu anlamak tedavi için büyük bir adımdır. Keşfedilen genlerin ürünlerine (protein) odaklanıp aktivitesini değiştirecek veya sinyal mekanizmalarını düzeltecek ilaçlar üreterek tedavi edilir. Diğer bir tedavi yolu ise gen terapisidir. Farelerde test edilen gen tedavisi, metamfetamini hapseden ve beyne ulaşmasını engelleyen antikorlar üretir. Bir diğeri de, genetiği değiştirilmiş deri hücreleri ile nakledilen fareler, kokaini parçalayan bir enzim yapar.
Her ne kadar kalıtım üzerinde durmuş olsam da insanın iradesi geri plana atılamaz. Dr. Glen Hanson’ın dediği gibi “Bağımlılığa yatkın olmanız, bağımlı olacağınız anlamına gelmez. Bu sadece dikkatli olmanız gerektiği anlamına gelir."
KAYNAKÇA
*Goldman, D.Oroszi, G. ve Ducci, F. (2005). Bağımlılıkların genetiği: genleri ortaya çıkarmak. Nature Reviews Genetics. https://www.nature.com/articles/nrg1635
*Genler ve Bağımlılık . Learn.genetics.utah.edu. (2021). https://learn.genetics.utah.edu/content/addiction/genes/
*Bağımlılık Araştırmaları için Hayvan Modelleri . Learn.genetics.utah.edu. (2021). https://learn.genetics.utah.edu/content/addiction/mice/
*Ducci, F. ve Goldman, D. (2021). Bağımlılık Bozukluklarının Genetik Temeli . NCBI. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3506170/
*Bevilacqua, L. ve Goldman, D. (2021). Genler ve Bağımlılık . NCBI. http://www.ncbi.nlm.nih.gov
Comments